Mısır hükümeti, uluslararası baskılara ve yerel aktivistlerin çağrılarına rağmen Gazze’ye yönelik düzenlenmesi planlanan yürüyüşü engelledi. Bu karar, Ortadoğu’da yaşanan siyasi gelişmeler ve Mısır’ın kendi içindeki huzursuzluklarla bağlantılı olarak şekilleniyor. Gazze’deki durumu desteklemek amacıyla toplanmak isteyen aktivistler, Mısır’ın bu kararına tepki gösterdi. Yürüyüşün engellenmesi, sadece Mısır’daki toplumsal hareketlerin kısıtlanması anlamına gelmiyor; aynı zamanda bölgedeki siyasi dinamikleri de etkileyen bir durum haline geldi.
Son dönemde Gazze’de yaşanan çatışmalar, hem yerel hem de uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırıyor. Bu durumda, aktivistlerin Gazze’ye olan destek yürüyüşü, hem AMED kapsamında hem de uluslararası düzeyde bir farkındalık yaratma çabası olarak öne çıkıyordu. Ancak Mısır hükümetinin yürüyüşü engelleme kararı, birçok kişi tarafından eleştirildi. Mısır’ın istikrarı adına böylesi bir engelleme kararı alması, insan hakları ihlalleri açısından endişe verici bir durum olarak değerlendirildi. Mısır, geçmişten bu yana, siyasi protestolara karşı sert önlemler almış ve bu durum, toplumun çeşitli kesimlerinde ciddi bir rahatsızlık yaratmıştı.
Mısır’ın bu kararı, uluslararası insan hakları örgütleri ve çeşitli ülkelerden gelen eleştirilerle karşılaştı. Birleşmiş Milletler ve çeşitli insan hakları kuruluşları, Mısır hükümetine yönelik eleştirilerini dile getirerek, ifade özgürlüğünün ve barışçıl toplanma hakkının ihlal edildiğini vurguladılar. Özellikle, Gazze’deki insani durumu desteklemek amacıyla barışçıl bir şekilde toplanma çabası, uluslararası standartlar çerçevesinde bir hak olarak kabul ediliyor. Mısır’ın bu engelleme tutumu, uluslararası ilişkilerde de çeşitli tartışmalara yol açabilir. Zira, bölgedeki diğer ülkeler ile olan ilişkileri ciddi anlamda etkileyebilir. Mısır hükümeti, uluslararası arenada daha fazla eleştirinin hedefi olmanın yanı sıra, içeride de muhalif seslerin artmasına neden olabilir.
Sonuç itibarıyla, Mısır hükümetinin Gazze yürüyüşünü engellemesi, sadece bir protestoyu bastırmakla kalmıyor, aynı zamanda Ortadoğu’daki daha geniş bir sorunun parçası haline geliyor. Aktivistlerin bu duruma karşı verdikleri tepkiler ve uluslararası toplumun yanıtları, ilerleyen günlerde bu konunun nasıl şekilleneceğini belirleyecektir. Mısır, hem iç hem de dış politikada oldukça zor bir dengede kalmaya devam ediyor ve bu tür kararların uzun vadede ne gibi sonuçlar doğuracağı merak konusu olmaya devam ediyor.