FETÖ'nün Türkiye üzerindeki kuşatması, yıllar içinde gelişen stratejileri ve gizli yapılanmaları sayesinde sürmeye devam etti. Ancak son dönemde güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen titiz çalışmalar, örgütün 47 ildeki güncel yapısını açığa çıkardı. Bu önemli gelişme, FETÖ'nün toplumda nasıl bir yerleşim stratejisi benimsediğini ve hangi yöntemlerle etkin olmaya çalıştığını gözler önüne seriyor.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), yıllarca süren sızma faaliyetleri ve kapı arkası devleti ele geçirme çabalarıyla biliniyor. Ancak son yıllarda, özellikle kamuoyunun dikkatinin kaymasına neden olan birçok skandal ile birlikte örgütün çeşitli çatılar altında yeniden yapılandığı tespit edildi. 47 farklı ilde yapılan araştırmalar, örgütün, devlet içerisinde kritik noktalara sızan meseleler dışında, sosyal ve kültürel alanlarda da faaliyetlerini sürdürdüğünü göstermektedir. Bu iller arasında İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya gibi metropol şehirler de yer almaktadır.
Örgütün sözde il yapılanmaları ve bu yapılanmaların liderleri, her illerde belirli bir hiyerarşi içerisinde çalışmaktadır. Her ildeki yöneticiler, Türkiye genelindeki talimatları yerel düzeyde uygulamaktadır. Bu, FETÖ’nün kendi içerisinde merkezi bir kontrol sağladığı ve yerel düzeydeki hareketliliğini artırdığı anlamına geliyor. Yapılan çalışmalar sonucunda, bu yapılanmalara bağlı olan birçok “eğitim kurumu” ve “hayır kurumu” kayıt altına alındı. Aslında, bu kurumlar, FETÖ'nün genç beyinleri etkisi altına almak için kullandığı araçlar arasında öne çıkıyor.
FETÖ, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından ciddi zararlar almasına rağmen, yenilikçi stratejilerle geri dönmeye çalışıyor. Örgüt, toplumda daha az görünür olma stratejisini benimsedi ve bu doğrultuda birkaç önemli değişikliğe gitti. Yeni nesil üyeler, sosyal medya ve dijital platformlar üzerinden iletişim sağlanarak, eski iletişim yöntemlerinden uzaklaşma eğilimi gösteriyorlar. Örgütün içerisinde yer alan gençler, sosyal mühendislik teknikleriyle insanları ikna ederek kendi agenda'larını yaymakta oldukça etkin bir strateji geliştirdiler.
Ayrıca, örgütün nostaljik duygulara hitap ederek bazı kesimlerde yeniden destek bulma çabaları da dikkat çekiyor. Özellikle FETÖ’nün kendi ideolojisini gençler aracılığıyla yayıma çalışmasının temelinde, yerel ve uluslararası düzeyde destek arayışları yatıyor. Son yapılan araştırmalar, gençlerin daha çok sosyal medya ve online platformlar üzerinden etkilenerek FETÖ ile bağlantılar kurduğunu ortaya koyuyor.
Güvenlik yetkilileri, bu güncel bilgiler ışığında FETÖ’nün etkisini azaltmak ve hem iç güvenliği sağlamak hem de toplumsal birlikteliği güçlendirmek amacıyla gerekli tüm önlemleri alacaklarını vurguluyorlar. FETÖ'nün yapısının deşifre edilmesi, hem bu örgüte karşı olan mücadelenin gücünü artıracak hem de toplumda karşılaşılan sorunları çözmek için atılan adımların hız kazanmasına zemin hazırlayacaktır.
Sonuç olarak, FETÖ’nün 47 ildeki güncel yapılanmasının deşifre edilmesi, Türkiye'de terörle mücadele açısından önemli bir kazanım olarak değerlendiriliyor. Şimdi, gerek devlet kurumları gerekse sivil toplum kuruluşları, bu bilgileri değerlendirerek, toplumda güvenliği sağlamak ve bireyleri bu tür yapılardan korumak için yeni stratejiler geliştirmek durumundadır.