Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, medya dünyasında son dönemlerde yaşanan tartışmalara yönelik dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin gündeminin yoğun olduğu bu günlerde, provokatif habercilik anlayışının toplum üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çeken Erdoğan, “Milleti provoke eden gazeteci olmaz” sözleriyle basın mensuplarına önemli bir mesaj verdi. Medyanın toplumun aydınlatılmasında ki rolüne vurgu yapan Erdoğan, haberciliğin sorumluluk gerektiren bir meslek olduğunu belirtti.
Son yıllarda, çeşitli olayların medya tarafından çarpıtılarak sunulması, kamuoyunda yanlış algılara neden oldu. Bu çarpıtmaların ve provokatif haberciliğin iktidara karşı bir manipülasyon aracı olarak kullanıldığını belirten Erdoğan, gerçeklikten uzak ve kışkırtıcı içeriklerin toplumda kutuplaşmayı artırdığını vurguladı. Ülkenin birleşmesine ve toplum huzuruna yönelik tehdit oluşturduğunun altını çizdi. Erdoğan, 'İnsanları birbirine düşüren, düşman eden, kin ve nefreti büyüten bir habercilik anlayışı toplumda hiçbir şekilde yer bulamaz' diyerek, basının daha yapıcı bir dil kullanması gerektiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı, basın özgürlüğünü önemsediğini tekrar ifade ederken, bu özgürlüğün sorumlulukla birlikte şekillenmesi gerektiğine işaret etti. “Her bir gazetecinin, okuyucuya doğru bilgi verme yükümlülüğü vardır” diyen Erdoğan, yanlış haberciliğin sadece bireyler değil, tüm toplum için tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini belirtti. Bu bağlamda, gazetecilere düşen görevlerin artarak devam ettiğini belirtirken, 'Haber yaparken toplumsal bir sorumluluk ve etik anlayışla hareket etmek şarttır' şeklinde ifadeler kullandı.
Erdoğan’ın açıklamaları, medya camiasında geniş yankı bulurken, gazeteciler arasında da bu mesajın ciddiyetinin anlaşılması gerektiği ifade edildi. Provokatif haberciliğin sadece haberciliğin kendisine zarar vermekle kalmayıp, aynı zamanda toplumsal barış ve huzuru da tehdit ettiğini düşünen uzmanlar, bu bağlamda Erdoğan’ın çağrısının son derece önemli olduğunu vurguladı. Medyanın, halkı bilgilendirme, bilinçlendirme ve toplumu bir araya getirme görevlerini yerine getirmesi gerektiğini savundular.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı bu açıklamalar, medyanın sorumluluğunu yeniden gündeme getirirken, gazetecilere ve medya kuruluşlarına daha etik bir habercilik anlayışına yönelme çağrısı yapmıştır. Türkiye’nin demokratik yapısını korumak ve güçlendirmek adına, habercilik anlayışında değişim sağlanması büyük bir gereksinim haline gelmiştir. Bu çağrı, sadece gazeteciler için değil, tüm toplumu yeniden düşünmeye ve kendini sorgulamaya yönlendirmektedir. Provokatif değil, yapıcı haberciliğin ön planda olduğu bir medya, Türkiye için geleceğin teminatı olacaktır.