Antalya, tarihinin en zorlu doğal felaketlerinden biriyle karşı karşıya kaldı. Son günlerde etkisini artıran kötü hava şartları, kent genelinde büyük hasara yol açtı. Dolu ve hortum, özellikle tarım alanlarında ciddi kayıplara neden olurken, birçok ev ve işyeri de bu doğa olayından nasibini aldı. Vatandaşlar yaşadıkları deneyimleri anlatırken gözyaşları içinde kalplerinin parçalandığını belirtti.
Antalya’da 15 ekim tarihinde başlayan meteorolojik anormallikler, özellikle kırsal kesimdeki tarım alanlarını vurdu. Çiftçiler, henüz hasat dönemine yaklaşan ürünlerinin nasıl zarar gördüğünü gözleriyle gördüler. Dolu yağışı, birçok tarım ürününü yok edip, tarlaların bembeyaz bir örtüyle kaplanmasına neden oldu. Bu, çiftçilerin gözyaşlarıyla karışık üzüntülerine sebep oldu. Ürünleri zarar gören çiftçiler, “Yıllık gelirimizin büyük bir kısmı bu ürünlere bağlı. Şimdi ne yapacağız?” diyerek derdini paylaştı.
Ardından gelen hortum, Antalya’nın yerleşim alanlarında ciddi yıkımlara yol açtı. Çatıların uçması, ağaçların devrilmesi ve elektrik direklerinin devrilmesi sonucu birçok evde elektrik kesintileri meydana geldi. Bir Antalya sakini, hortum sırasında yaşadığı korkunç anları anlatarak, “Evim rüzgar tarafından sürüklendi. Birçok komşum geceleri sokakta yattı. Bu durumu anlatmakta güçlük çekiyorum.” ifadelerini kullandı.
Felaketin ardından Antalya Valiliği ve belediyeleri, zarar gören vatandaşlara yardım ulaştırmak için seferber oldu. İtfaiye ve arama-kurtarma ekipleri, zarar gören bölgelerde çalışmalara başlayarak, vatandaşların güvenliğini sağlamak adına çaba gösterdi. Ancak vatandaşlar, yardımın yetersiz kaldığını ifade ederek daha fazla desteğe ihtiyaç duyduklarını vurguladılar. “Biz sadece maddi kayıplarımızla değil, psikolojik olarak da bu travmanın etkisindeyiz,” diyen bir başka vatandaş, yaşadıkları felaketten etkilenen herkesin bir araya gelmesi gerektiğine dikkat çekti.
Şimdi, herkes Antalya’nın yeniden ayağa kalkmasını bekliyor. Çiftçiler, hasat kaybının telafisi için destek beklerken, evini kaybedenler ise yeniden inşa süreci için maddi yardımlar talep ediyor. Kentin yeniden eski haline dönmesi, yalnızca maddi yardımlarla değil, aynı zamanda toplumsal dayanışma ile mümkün olacak gibi görünüyor. Antalya halkı, 'birlikte olursak bu zor günleri aşabiliriz' anlayışıyla hareket etme konusunda kararlı.
Bu doğal afet, Antalya’nın tarım ve yerel ekonomisi üzerinde derin yaralar açarken, gelecekte benzer durumlarla karşılaşmamak için altyapı geliştirmeleri ve afet yönetimi planlarının gözden geçirilmesi gerektiği bir kez daha gündeme geldi. Zaman, Antalya halkı için yeniden birlikte güçlü bir gelecek inşa etme vaktidir. Dolu ve hortumun yarattığı yıkım, belki de birliktelik ve dayanışmanın ne denli önemli olduğunu hatırlatan bir dönüm noktası olacaktır. Antalya’nın gözyaşları, aslında yeniden doğma umududur.